T C. Anayasa Mahkemesi

Anayasa Mahkemesininifade ve basın özgürlüklerine Kanun’un 9. Maddesine dayanan müdahalelereilişkin bireysel başvurular ile önüne getirilen olaylara ilişkin kararlarındageniş bir içtihadı bulunmaktadır (Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. vediğerleri, § 107). Anayasa Mahkemesi söz konusu içtihadında anılan maddeylegetirilen usule ilişkin tespitlerde bulunmuştur. Dava konusu kurallar, internet ortamında yapılanyayınların içeriğinin yayından çıkarılabilmesine ve/veya bu yayınlara erişiminengellenmesine imkân tanımak suretiyle ifade özgürlüğünü ve bu yayının internethaberciliği kapsamındaki bir yayın da olabileceği gözetildiğinde basınözgürlüğünü sınırlamaktadır. Dava konusu (10) numaralı fıkrada internet ortamındayapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesidurumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konuinternet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebileceği ve karardaBirlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağının gösterileceğibelirtilmiştir. Dava konusu kuralla sosyal ağ sağlayıcıtanımlanmaktadır. Buna göre sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internetortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerineveya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler sosyal ağsağlayıcılardır.

Eğer dekont mevcut değilse icra mahkemesinden ödemenin yapıldığına dair bir belge istenebilir ve bu belge, banka müdürlüğüne iletilebilir. Bu işlemler sonrasında bloke kaldırılır. Bir borcun tahsil edilememesi ve yasal sürecinin başlamasıyla birlikte icra daireleri ya da savcılıklar tarafından tüm bankalara, borçlu kişi hakkında bildirim yapılır. Söz konusu kişinin tüm banka hesapları, borç miktarınca bloke edilir. Hesaptaki miktar, borç tutarından fazlaysa bu durumda borç tutarı dışındaki rakam transfer edilebilir ya da kullanılabilir. Ancak blokeli miktar, hiçbir şekilde kullanılamaz. Böylece alacaklı taraf, borç tahsilatını yapabilir hâle gelir. Bloke, bir ya da birden fazla banka hesabına konulabilir. Hesaplar içerisindeki bakiye tutarına göre konulan bloke sayısı değişiklik gösterebilir. Dava dilekçesinde özetle,dava konusu kuralların uygulanmaları hâlinde telafisi güç veya imkânsızzararların doğabileceği belirtilerek yürürlüklerinin durdurulmasına kararverilmesi talep edilmiştir. Kurallar, Anayasa’nın 13., 26.

Reklam yasağı kararının verildiği tarihtenitibaren üç ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan,sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranındadaraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Başvurunun kabulüneilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde söz konusuyükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcınıninternet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması içinsulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceğikararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini dedikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir. Bu kararlara karşı Başkantarafından 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Hâkimtarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kurumagönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saatiçinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir\. Burada vakit geçir, unutulmaz anlar yaşa. mostbet giriş\. Temsilci belirleme vebildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde; verilen idari paracezalarının dörtte biri tahsil edilir, reklam yasağı kaldırılır ve hâkimkararları kendiliğinden hükümsüz kalır.

Maddelerine aykırıdır ve iptal edilmesi gerekir. Bankalar, yetkili birimlerden gelen bildirimlere göre hareket eder. Bloke kaynağı olan söz konusu borçla ilgili bankalara evraklar iletilerek hesabın bloke edilmesine ilişkin emir verilir. Emir sonucu bankalar, bloke işlemini başlatır. Ancak borç, kredi veya kredi kartı borcu gibi çalışmakta olduğunuz banka ile ilgili ise bu durumda bloke, banka tarafından gerçekleştirilir ve mevcut borç ödendiğinde yine banka tarafından kaldırılabilir. Savcılık emriyle ya da icra dairelerinden gelen emirle yapılan bloke işlemleri, yine icra daireleri ve savcılıktan gelen evrak bildirimiyle kaldırılır. Bazı durumlarda borç ödemesi gerçekleşse dahi yasal sürecin yavaş işlemesi nedeniyle hesap blokeleri kaldırılmamış olabilir. Bu tür durumlarda banka ile iletişime geçilebilir ve istenilen evrakların iletilmesinden sonra ilgili banka, hesap blokesinin kaldırılmasını sağlayabilir. Dolayısıyla 5651 sayılı Kanun’un 9. MaddesininAnayasa’nın 13. Maddesi bağlamında kanunilik şartını taşımadığına yönelikMahkememiz çoğunluk görüşüne katılmamaktayım. Bu çerçevede dava konusu kural kanunilik şartınıkarşıladığı gibi kuralın demokratik toplum düzeni bakımından gerekli olmadığıda söylenemez.

  • Alman Ağ Uygulama Kanununun amacının sosyal medyada suç teşkileden içeriklerle özellikle de nefret söylemi ile mücadele etmek olduğu ifadeedilmiştir.
  • Diğer taraftan Anayasanın 13.
  • Maddesi kapsamında bilgilendirme ve söz konusu bilgilendirmeninhangi tarihte yapıldığını belgelendirme fonksiyonlarını taşımayacağısöylenemez.

Bu nedenlekural Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırıdır. Maddelerinde güvenceye bağlanan masumiyetkarinesinin birinci boyutu, kesinleşmiş mahkeme kararıyla suçluluğu tespitedilene kadar hiç kimseye suçlu gibi muamele edilemeyeceğini ifade etmektedir.Dava konusu kurallarla Başkana tanınan yetki içeriğinçıkarılması ve/veya erişimin engellenmesikararı verilmesinden ibarettir. Her ne kadar Başkanın anılan yetkisinikullanabilmesi 5651 sayılı Kanun’un 8. Maddesinin (1) numaralıfıkrasında belirtilen suçların oluşmasına bağlı kılınmış ise de kuraldakastedilen, bu suçların işlendiğinin tespit edilmesi değil bunların işlendiğinedair yeterli şüphe bulunduğunun tespit edilmesidir. Maddesindebir kimsenin suçluluğuna ancak mahkemece karar verilebileceği güvence altına alınmaklabirlikte suç isnadında bulunabilecek makamlar konusunda herhangi bir belirlemeveya sınırlama yapılmamıştır. Dolayısıyla idari makamların suç isnadındabulunmasının önünde herhangi bir anayasal engel bulunmadığı gibi idarimakamların suç isnadında bulunması masumiyet karinesini de ihlal etmez.

(3) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olanyurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, 9 uncu ve 9/A maddelerikapsamındaki içeriklere yönelik olarak kişiler tarafından yapılacakbaşvurulara, başvurudan itibaren en geç kırk sekiz saat içinde olumlu ya daolumsuz cevap vermekle yükümlüdür. Olumsuz cevaplar gerekçeli olarak verilir. Yukarıda üçüncü fıkraya ilişkin açıklamalarda getirilenşikayetleri inceleme yükümlülüğünün anayasaya ve uluslararası insan haklarıhukukuna aykırı olduğu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Söz konusu Anayasayaaykırılık, yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak yaptırımaçısından da geçerlidir. Aynı şekilde dördüncü fıkrada belirtilen raporlamayükümlülüğünün anayasaya aykırı olduğu, birinci ve ikinci fıkralarla bağlantılıolduğu ve anayasaya aykırı olduğu açıklanmıştır. Dolayısıyla söz konusuyükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak yaptırım da aynıgerekçelerle Anayasaya aykırıdır. Dijitalleşen dünyada hizmet sunumları ve uyum politikalarıuyarınca sunucuların reel konumları önemini kaybetmekte olup, bu alanlaraerişim politikaları belirleyici olmaktadır. Maddesinde “Herkes,dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüslerkurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine vesosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasınısağlayacak tedbirleri alır.” denilmektedir. Devletin bu tedbirleri alırkentemek amaç ve görevleri Anayasa madde 5’te belirtilmiştir. Bu doğrultudaçağımızda önemi gittikçe artan internet ekosistemi içerisinde çerçevesi belirliolamayan uygulanabilir de olmayan bu yükümlülük Anayasa’nın 2., 13.

İnternet trafiği bant genişliğineyapılan müdahalenin sona erdirilmesi için erişim sağlayıcılara Kurum tarafındanbildirim yapılır. (9) numaralı fıkranın birinci cümlesinde ise maddekapsamında hâkimin verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesikararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internetadreslerinde de yayımlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaatedilmesi hâlinde mevcut kararın bu adresler için de uygulanacağı hükmebağlanmıştır. Anılan fıkrada ayrıca müracaatın Birlik tarafından kabulüne karşıitirazın, kararı veren hâkimliğe yapılacağı ve internet sitesindeki yayınıntümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmününuygulanmayacağı belirtilmiştir. Söz konusu birinci cümlede yer alan “…içeriğinçıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi…” ibaresi dava konusu diğerkuralı oluşturmaktadır. Yapılan değişiklikler pek çok bakımdan anayasaya aykırılıkoluşturmaktadır. Öncelikle hem bir koruma tedbiri hem de idari tedbir olarakerişime engellemenin yanı sıra içeriğin çıkarılması tedbirinin uygulanmasıyetkisi getirilmiştir.